GÜZEL ATLAR ÜLKESİ KAPADOKYA

Kapadokya ile ilgili yazıya başlamadan önce Kapadokya tatilimizi düşündüm. Biz üç kız arkadaş gittik. Çok fantastik bir havası var bölgenin.  Erkek arkadaşla ya da insanın eşiyle gitmesi daha romantik olabilir tabi gitmediğimden bilemiyorum 🙂 Üç kız gezimiz tabi ki macera ile başladı. Geziye benzin istasyonunda benzin pompasının hortumunu kopararak başladık 🙂

SEYAHAT İÇİN KAÇ GÜN YETERLİ?

Vakti kısıtlı olanlar için genel olarak dolu dolu 2 gün yani bir hafta sonu yeterli olacaktır. Vakti bol olanla için Kapadokya ve çevresi için 3-4 gün ideal ve yeterli olur. Rahat rahat yeraltı şehirleri ve Ihlara Vadisi’ne kadar tüm alanı gezebilirsiniz.

KAPADOKYA’YA NEDEN GİDİLMELİ?

Kapadokya’ya gidilmesinin en güzel sebebi balona binmek 🙂 Hayatım boyunca yaptığım en güzel aktivite olabilir biz 200 ya da 250 TL’ye binmiştik 2016 yılının Aralık ayında. Şu an yazıyı yazdığım tarih (Aralık 2021) gördüğüm bir instagram storysinde 100 euro olduğu yazıyordu. Gerçekten bu ülkede her şey her an pahalanıyor. Yapabildiğimiz her şeyi imkanımız olunca yapmalıyız.

Tabi ki sadece balona binmek için değil, mükemmel yer altı şehirleri ve büyüleyici atmosferi için gidilip görülmeli. Böyle bir yere sahip olduğumuz için ülkece çok şanslıyız 🙂

NE ZAMAN GİDİLMELİ?

İç Anadolu kış aylarında buzzz gibi olduğunu hepimiz biliyoruz. O yüzden ben çok üşüyen biri olarak ilkbaharın yaza yakın aylarında Nisan, Mayıs gibi gidilmesini öneririm. Çünkü kışın sabah balona binerken zaten hava buz gibi oluyor. Nisan, Mayıs gibi gidilmesini önermeme rağmen ben Aralık ayında gittim. O yüzden dediğimi yapın yaptığımı yapmayın. ( Genel ) Soğuk havada gitmenin riskli durumlardan biri de balonun uçmama ihtimali. Tüm bunlara rağmen ben kışım gideceğim ve karlar altında göreceğim derseniz bence o da güzel tercih 🙂

KAPADOKYA İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER

Kapadokya Türkiye’de görülmesi gereken yerlerin başında geliyor bence. Vardığınız anda kendinizi bir film setinde zannedebilirsiniz. Kapadokya ismini ise Persler’in Güzel Atlar Ülkesi anlamındaki Katpatukya kelimesinden almaktadır. Burada yetiştirilen atların, ileriki zamanlarda Roma Arenalarında kullanıldığı düşünülmektedir. Kapadokya’nın nasıl oluştuğunu araştırdığımda ise aktif yanardağlardan coğrafyaya yayılan küllerin oluşturduğu yumuşak tüf tabakasının üzerini kaplayan ince bir lav tabakasının zamanla soğuyup sert bazalt oluşumlara dönüştüğünü öğrendim. Doğa olaylarının da etkisiyle çatlayan bazalt kayaları ve altındaki tüfler aşınmış ve ortaya peribacaları çıkmış. Birbirinden ilginç oluşumların yer aldığı bölgedeki peribacaları ve yeraltı şehirleri, Nevşehir, Niğde, Kayseri ve Aksaray’a kadar alana yayılmaktadır

KAPADOKYA’YA ULAŞIM

Kapadokya’ya ulaşım için bir çok şehirden otobüs ile mümkün. Uçak ile gelecekler için Kayseri ve Nevşehir havalimanları kullanılabilir. Buralardan Havaş veya taksi ile Kapadokyaya ulaşabilirsiniz. Dilerseniz havalimanı transferi için otelinizle de bağlantı kurabilirsiniz. Bir arkadaşımız bize Kırıkkale’den katılacağı için Ankara Esenboğa havalimanına gidip oradan özel araçla geçtik.

KAPADOKYA’DA NEREDE KONAKLANIR?

Kapadokya’da Ürgüp, Göreme ve Avanos bölgelerinden birinde konaklayabilirsiniz. Bence rotanıza ve bütçenize göre ayarlayabilirsiniz. Çünkü bence pek bir farkları yok. Eğer bir taş otelde kalacaksanız ilk girdiğinizde biraz soğuk olacağını aklınızdan çıkarmayın. Mesela Göreme Açık Hava Müzesi’ni gezmek için bir ya da iki gün ayıracaksanız Göreme konaklamanız için en uygun olacaktır. Biz Cappadocia Cave Rooms otelinde kaldık. Bizim otelimiz ve diğer Göreme otelleri için linke tıklayabilirsiniz.  

Ürgüp, Avanos ve Göremeye göre daha merkezi bir konumda yer alıyor. Toplu ulaşım kullanma imkanı ve bütçe dostu daha çok otel bu bölgede yer alıyor. Gece hayatı da yine bu bölgede daha çok.  Ürgüp bölgesinde kalınabilecek oteller için linke tıklayabilirsiniz.

Avanos, Göremeye göre daha az turistik bir bölge ama killerle yapılan çanakların merkezi olan ve sanatın doğduğu yer denilen Avanos’ta kalabilirsiniz. Avanos’un Kapadokya’nın ucunda olmasından dolayı gezilecek yerlere uzak olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Burada da güzel konaklama yerleri için linke tıklayabilirsiniz.

KAPADOKYA’DA MUTLAKA GEZİP GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER

Gezip görülecek yerler Kapadokya’da o kadar fazla ki eksik kalan yerler olacaktır mutlaka. Ben aklımda kalanları ve beğendiğim yerleri yazayım 🙂

GÖREME AÇIK HAVA MÜZESİ: Göreme açık hava müzesinin dibinde kalıp yolunu kaybeden sayılı insanlardanız biz. Bi de yolu gidip turiste sorduk bulamayınca. Manastır hayatının başladığı, baskılardan kaçan Hristiyanların misyonerlik ve inzivasının başladığı bu dünyada kayalara oyulmuş birçok kilise, şapel ve yaşam alanları yer alıyor. Kızlar – Erkekler Manastırı, Elmalı Kilise, Yılanlı Kilise, Çarıklı Kilise, Karanlık Kilise, Aziz Barbara ve Aziz Basil Kiliseleri ile Tokalı Kilise’de yer alan fresklerden çok etkileneceğinize eminim. 6 Aralık 1985’den bu yana Unesco’nun Dünya Mirasları listesinde yer alan Göreme Açık Hava Müzesi’ni görmeden dönmezsiniz diye düşünüyorum 🙂 Açılış saatleri ve ücret bilgisi için linke tıklayabilirsiniz.

GÜVERCİNLİK VADİSİ: Uçhisar’dan başlayıp Göreme’ye kadar uzanıyor ve 4 kilometrelik bir alanı Güvercinlik Vadisi kaplıyor. Adını kayalara oyulmuş güvercin yuvalarından almıştır. Bölgenin yerlileri 9. Yüzyıla kadar bu güvercinleri besleyip gübrelerini üzüm bağlarında, yumurtalarını ise frekslerin alçılarında kullanmışlardır. Hem güvercin yuvalarını, hem de doğanın sunduğu eşsiz bitki örtüsünü görmek için bu vadiyi mutlaka görmelisiniz. Vadide yer alan şelale 15 metre yüksekten akmaktadır. Kapadokyada, hem trekking hem de fotoğraf çekmek için en ideal Kapadokya vadilerinden biri burasıdır.

GÜLLÜDERE VADİSİ: Peribacalarının en güzel hallerini ve en artistik duruşlarını 4 kilometrelik bu vadide görebilirsiniz. Vadinin içinde eski Hristiyanların manastır yaşamına ait kalıntılar ve kiliseler de yer almaktadır. Bağların ve kayısı ağaçlarının arasında göreceğiniz 7. Yüzyılda yapılan Üç Haçlı Kilisesi ve 9. Yüzyıla ait Ayvalı Kilisesi bu vadinin önemli tarih eserlerindendir.

AŞK (BAĞLIDERE) VADİSİ: Göreme’den Uçhisar’a gidiş yolunda aşağı girişten hemen sonra karşınıza Âşıklar tepesi girişi çıkacak. Ancak tabelalarda Bağıltepe yazıyor

Kapadokya’yı gezerken Aşk Vadisi’nin önünden elbet geçeceksiniz. Ancak burada sadece Bağlıdere isimli bir tabela olduğundan girişi kaçırabilirsiniz. Araç girişini uygun olmadığı için turla geldiyseniz buraya uğramalarını rica edebilirsiniz. Zaten tur ile gelmediyseniz kendi turunuza mutlaka burayı dahil etmelisiniz.

ZEMİ VADİSİ: Nevşehir Ürgüp yolunda, Göreme Açık Hava Müzesi’nin olduğu alandan başlayıp Kermir Tepesi’nde sonlanıyor. Vadinin girişiyle Göreme arası tam olarak 5600 metredir. Sarnıç Kilisesi, Görkündere Kilisesi, Saklı Kilise ve El Nazar Kilisesi bu vadi içinde yer almaktadır. Yürüyüş için oldukça elverişli bir vadidir.

UÇHİSAR KALESİ: Uçhisar kalesi Kapadokya’nın çatısı gibidir; Erciyes’in karlı başını, Kızılçukur’u, Ürgüp, Avanos’u daha doğrusu tüm bölgeyi ayaklarınızın altına seriyor Uçhisar Kalesi. Gün batımını izleyip hayran kalacağınız yerlerden bir yer.

TIĞRAZ KALESİ: Uçhisar’ın ikinci büyük kalesidir Tığraz Kalesi. Kapadokya gezinize yedi katlı ve içinde tünellerle bağlantılı odacıklar, mahzenler olan bu kaleyi de ekleyin.

PAŞABAĞ RAHİPLER VADİSİ:  Avanos’a 3,5 km. mesafede olan Paşabağ Rahipler Vadisi şapkalı peribacalarının ilginç oluşumlarını izleyebileceğiniz vadilerden birisidir. Vadinin tam ortasında bulunan üç başlı peri bacası şapel Aziz Simeon’a adanmıştır. Aziz Simeon’un bu şapelde tam 15 yıl inzivada yaşadığı düşünülmektedir.

ZELVE VADİSİ: Kapadokya’nın en büyük açık hava müzelerinden biri Zelve Vadisidir. Avanos’a 3 km, Paşabağ Vadisi’ne ise 1 km uzaklıktadır. Uçları sivri ve geniş gövdeli peribacalarını en çok burada görebilirsiniz. Özellikle 9. ve 13. Yüzyıllarda Hristiyanların en önemli dini merkezlerinden biri olan Zelve Vadisi’nde tam tamına 15 adet kilise bulunmaktadır. Kapadokya’nın en ünlü kiliseleri Üzümlü, Balıklı ve Geyikli Kiliseleri de vadinin içinde yer almaktadır.

ÖZKONAK YERALTI ŞEHRİ: Özkonak Yeraltı Şehri avanos’a 13 km mesafede yer almaktadır. M.Ö. 400 yıllarında oyulduğu düşünülen yeraltı şehri 4 kattan oluşmaktadır. İçinde havalandırmayı ve haberleşmeyi sağlayan uzun ve dar delikleri göreceksiniz. Gördüğünüz mimari eserleri günümüzle karşılaştıracaksınız mutlaka.

MAZI YERALTI ŞEHRİ: Ürgüp’e 18 km uzaklıktaki yeraltı şehrinin antik dönemlerdeki adı Mazata’ymış. Tüm Kapadokya yeraltı şehirleri gibi sığınmak ve korunmak amacıyla uzun süre dışarı çıkmadan yaşamayı sağlamıştır.

ÜÇ GÜZELLER:Ürgüp merkeze5 dakikalık kısa mesafede yer almaktadır.Ürgüp karayolundan geçerken ikisi büyük biri küçük peribacalarından oluşan ve bir aile gibi yan yana yüzyıllardır duruyorlar. Üç Güzeller yılda yaklaşık 2 milyon turistin fotoğraf çektirdiği yerdir.

ORTAHİSAR:  Kayalardan oyulmuş evleri ve Hristiyanların manastır yaşamından kalan Tavşanlı, Sarıca, Cambazlı, Harim, Balkan Deresi Kiliseleri ile Hallaç Dere Manastırı görülmeye değer yerlerdendir. Aynı zamanda Kapadokya kültürünü tanıtan Etnografya Müzesi de bu bölgededir. Ortahisar Ürgüp-Nevşehir yoluna 1 km. uzaklıkta ve Bizans döneminden kalan kalesiyle tanınmaktadır. Ortahisar Kalesi’ne tırmanarak çıkarak panoramik güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.

ÇANAK ATÖLYELERİ: Özellikle kilden çanak, çömlek yapımı gibi aktiviteler hoşunuza gidiyorsa mutlaka yapmanız gereken aktivitelerden biridir. Ben açıkçası merak edip bu aktiviteye katılmadım ama meraklısı çok 🙂

ŞARAP TADIMI: Eğer şarabı seviyorsanız Ürgüp’te Turasan Şarap Fabrikasını, Uçhisar’da ise Kocabağ şaraplarını mutlaka tatmalısınız. Buralarda tadımla birlikte şarap satış da yapılıyor. Bölgeye has Emir üzümünün ürünlerini mutlaka denemelisiniz.

IHLARA VADİSİ: Kapadokya’da daha gezilecek bir çok yer var tabi ki ama bence süreniz kısıtlıysa bir gününüzü ya da yarım gününüzü mutlaka Aksaray ilimizdeki Ihlara Vadisine ayırmalısınız. Kapadokya kadar çok etkileneceğinizi düşünüyorum.

Vadinin ilk yerleşimi tahmini olarak 4. Yüzyılda başlamış. 120 metre derinlikte olan kanyonda ve 14 kilometre boyunca uzanan vadide 105 tarihi eser varmış fakat günümüzde gezilip görülebilecek olarak sadece 14 tanesi kalmış. Vadiyi Melendiz Çayı eşliğinde, 6 km’lik bir yürüyüşle gezebilirsiniz. Ihlara Vadisine inmek için 397 basamaklı merdiveni inmeniz gerekiyor fakat inanın buna değiyor. Aşağıya inerken ve indiğinizde karşılaştığınız manzara muhteşem.

NE YENİR?

Son olarak Kapadokya’ya gittiğinizde testi kebabı, çömlek fasülyesi yemeden dönmemenizi öneririm. Tabi ki meşhur şaraplarından tadıp, şarap almadan dönmeyin. Üşenmezseniz Kayseri’ye gidip mantıyı mutlaka yiyin:)

Bu yazıyı yazarken fotoğraflarımı kaybettiğim için benle fotoğrafları paylaşan canım arkadaşlarım Ceyda ve Demet’e de burdan teşekkür ederim 🙂 Kapadokya ile ilgili siz de düşüncelerinizi yorumlarda paylaşırsanız sevinirim 🙂

8 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir