VE SONUNDA AMSTERDAM

Berlin ve Amsterdam en çok görmek istediğim yerlerin başındaydı. Doğru bildiniz iki şehire de aşığım artık. Ve sonunda Amsterdam’a da Esra ve Fatma ile gittik. Berlin’de Esra’nın doğum gününü kutlamıştık. Amsterdam’da da Fatma’nın doğum günün kutladık 🙂 İzmir’den direkt uçuşların az olması öncelikle canımı sıkıyor benim. Yine İstanbul’a giderken yollar bitmek bilmedi. Uçuş saatine yakın İzmir’den uçuş yoktu ve biz de daha önce giden arkadaşımın önerisiyle Bursa üzerinden Sabiha Gökçen’e geçtik. Bursa’ya giderken yol çok uzunmuş gibi otobüs yarım saat mola verdi. Bursa otogardan Sabiha Gökçen’e gitmek yolculuğun en kolay yeriydi. Neyse ki sonunda uçağa bindik ve büyük kavuşma yaşandı. Amsterdam neden bu kadar huzur dolu sormak isterim öncelikle. Klasik fotoğrafımızı da koyup yazıya devam edeyim.

Seyahat İçin Kaç Gün Yeterli? Bu sorunun cevabı Amsterdam için çok gün 🙂 Bizim gezemediğimiz o kadar yer kaldı ki ve o kadar doyamadım ki Nisan 2024’te tekrar gideceğim.

Bu yazı diğer yazılarımdan farklı olacak. Çünkü ulaşım nasıl, nereler ziyaret edilir her yerde yazıyor. Bu benim hatıra yazım dostlar. Klasik yazı stilinden çıkmaya karar verdim. Fotoğraflara baka baka başlıklar oluşacak bence sıkılmayacaksınız:)

Bizim konaklama klasiğimiz Meininger Hotel serisidir. Gittiğimiz şehirde Meininger varsa orada kalıyoruz. Bu tatilimizde de Sloterdijk tren istasyonuna yakın Meininger Amsterdam City West otelde kaldık. Otelde sadece kartla ödeme kabul ediliyor ve bu Amsterdam genelinde böyle. Nakit çok az yerde geçiyor. Oteli incelemek için tıklayınız. Yandaki fotoğrafımızda da otele giriş anımızı görebilirsiniz. Otel daha çok gençlerin kaldığı hostel gibi çoklu odalarla hizmet verse de özel odaları da mevcut ve temizlik konusunda hiç bir zaman yanıltmadı. Reklam değil maalesef keşke reklam olsaydı 🙁

Ceku hazırsan çıkalım balım 🍯Beni tanıyanlar bilir ki ben patatese aşığım. Çok övülen kesin iyi değildir diyerek kızlara zorla Vlaamse’den patates aldırdım fakat iş öyle değilmiş dostlar Mannekenpis’te patates yemeden dönmeyin. Bakın aynen şöyle oldum yedikçe 🫠 Ve akşamları başka hiç bir şey yemedim diye hatırlıyorum. Hatırlayabildiğim kadar yani…..

Sonra ne mi yaptık? Sokaklarda boş boş yürüdük. Çünkü Amsterdam diğer Avrupa şehirleri gibi tarihi bir şehir değil bence. Ülkenin çoğu Ateist olduğu için de ziyaret edilecek dini yerlerde yok. Biz de sadece yürüdük ve space kek alarak ilk turist kazığımızı yedik….. Lütfen Red Light’tan hiç bir şey almayın. Starbucks cookiesine 15 euro vermenin hüznü hala omuzlarımda. Bir de telefon almaya çalışmamız var. Türkler tüm telefonları bitirmiş MediaMarkt’ta.

Telefon maceramız çok uzun sürdü. İki gün telefon aradık. Tüm teknoloji marketlere ”do you have iphone 14, 14 pro, 14 promax” demekten Amsterdam’ın kuzeylerine kadar gittik. Giderken Atatürk caddesi olduğunu, caddede bir yazı mozolesi olduğunu görüp milliyetçi damarlarımız kabardı. Canım Atam be her yerde ❤ Zaten seçim yeni bitmiş canımız sıkkın bize ilaç gibi geldi orda bile. Neyse bir (1) adet telefonunu alabildikten sonra Esra Utrecht’e gitti biz de Fatma’yla Zaanse Schans’a geçtik.

Arkadaşlar buraya köy diyen kör olur, dilsiz kalır. Bana köyü sevdiren yer. Yerleşeceğim max köy budur. Mükemmel bir yer huzur dolu. Hele ki Henri Willig peynir fabrikasında çeşit çeşit peynirler… Kesinlikle peynirleri denemeden ve almadan dönmeyin. MÜ-KEM-MEL. Buradan hediyelik eşya almak istiyorsanız trenden inip kalabalığı takip ettiğinizde sağda bir dükkan var. En uygunu orası. Allahım acil Amsterdam’a tekrar gitmem lazımm..

E artık biraz da gece hayatı. Red Light denen cadde bence eskisi gibi değil. Eskisini biliyormuş gibi konuştum ama yani kızlar çok güzel tamam ama ellerinde sürekli telefon var. Bir iş yapıyorsanız hakkını verin biraz. Neyse dedik ki bu iş böyle olmaz parasını neyse verelim ahahaahsdk ama 2 euro’luk olana. Hayatımda izlediğim en kötü şeylerde ilk 3’e girer. Dans eden kadın hep aynı hareketleri yapıyor. Bunlarda hiç işine saygı yok ya 🙂 50 euro olan gösterinin de can sıkıcı kadar mazoşist eylemler içerdiğini giden arkadaşlarımdan duydum. 50 euro veren zevkine düşkün arkadaşlarıma selam olsun 🙋🏼‍♀️

Red Light’tan sonra önümüze Bourbon Street için aşağıya doğru yürüdük. En güzel mekanlardan olduğu söylenmişti. Gittiğimizde bizim tarzımıza uymayan bir grup vardı. Çıktık ve oralarda dolaşırken bir de baktık ne görelim. Drag Queen 🙂 koşarak içeri girdik. Soho Club Amsterdam. Kaça kadar dans ettiğimizi hatırlamıyorum. Gay club olduğundan insanlar aşırı sıcak kanlıydı çok eğlendik. Amsterdam’a giderseniz kesinlikle gitmelisiniz. Bana güvenin 💪🏼 Buraya video ekleyemedim ama instagram sayfamdan videoları görebilirsiniz.

The Avocado Show Amsterdam: Görselde gördüğünüz yer gitmeden rezervasyon yaptığımız abartıla abartıla bitirilemeyen The Avocado Show. Görsel olarak adamlar show yapıyor. Ama bence tadı ortalama bir yerdi.

The Breakfast Club: Son gün uçağa gitmeden önce gittik ve bence kesinlikle Avocado Show’dan iyiydi. Sadece merkezden biraz uzak Sloterdijk istasyonuna yakın.

Biraz da sanat sepet dedik tabi. Önce Van Gogh Museum’a gittik. O andan itibaren benim aslında resim sanatını sevdiğimi keşfettim. Ardından Vondel Park’a gittik. Vondelpark’ta elimde gördüğünüz cookie Van Stapele’den ve gerçekten harikaaa 🍪 Amsterdam’da yaşayan insanları kıskandık. Alışveriş’ gittik ve otele dönüp hazırlanıp Moco Museum için yola çıktık. Güzel mi güzel ama 20 euro eder mi? Hayır. Biz gittik siz gitmeyin ajsajsaj.

Ve elimizde son geceye ait sadece üç fotoğraf var. Gittiğimiz her yer çok güzeldi. Önce Amsterdam’da yaşayan arkadaşımla Waterkant’ta buluştuk. Aşırı güzel, insanın sosyalleşebileceği kanal üzerinde bi pub. Ardından ilk gün yediğimiz turist kazığını anlatınca çok güzel bir browni alabileceğimiz yer söyledi. İşte MÜ-KEM-MEL kelimesinin tanımı bu kekte. Ardından Bitterzoet’e gittik. Eğlenceli olduğunu tahmin ediyorum fakat biz çok kalamadık asjdhsjkd.

Tatilin en güzel fotosuyla kapanışı yapayım. Amsterdam gerçekten aşırı dingin bir şehir. Sadece hava durumu çok dengesiz. Bi gün yaz bi gün sıcak ama yine gideceğim. Biz Volendam’a, herkesin gidin dediği Giethoorn’a gidemedik. Esra Utrecht’e gitti ve oraya da mutlaka gidilmesi gerektiğini söylüyor. Bu yüzden see you next time Amsto 🙋🏼‍♀️

6 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir