RÜYALAR ŞEHRİ ROMA

İlk blog yazıma tabi ki Roma ile başlayacaktım. Ne denebilir ne söylenebilir nasıl anlatılır insan zorlanıyor. Şehre varır varmaz zaten bence insan büyüleniyor. İnanın bilmiyorum neden öyle oluyor havasında büyü falan var herhalde. Sokakta dümdüz yürümek için bile gidilir. Çünkü yürürken güzel olmayan bir yapıt görmemeniz imkansız. Ben ki Roma’yı görene kadar tarih sevmem derdim. Romada o kadar güzel korumuş ki tarih, büyülenmemek elde değil. Bu yazıyı yazarken aklıma Roma’daki evlerde hiç klima görmediğim geldi. Sadece bir adet klimanın dış ünitesi gördüm o da yola koyulmuş duvar delinmemiş ve borusu pencereden çıkarılmıştı. Gidip gören olursa lütfen yorumlarda yazsın 🙂

Seyahat İçin Kaç Gün Yeterli?

En çok merak edilenlerden biri Roma’ya seyahat için kaç gün yeterli olur? Bence kalınabilse bir ay bile yetmez 🙂 Ne kadar kalsanız o kadar yeni şeyler görülebilir. Biz 3 tam gün kalmıştık ama göremediğimiz yerler tabi ki oldu. En kısa süre olarak bence bir hafta yeterli olur diye düşünüyorum.

Roma’ya Neden Gidilmeli?

Roma’ya neden gidilmeli sorusunu cevabı neden gidilmesin olmalı. Tarihe ilgisi olmayan, tarihi sevmeyen bir insana bile tarihi sevdirir. Mesela benim durup durup gidesim geliyor. Acaba tekrar ne zaman giderim?

Ne Zaman Gidilmeli?

Bence yılın her anı Roma’ya gidilebilir. Çünkü bence sıcak, soğuk farketmez bu güzellikleri görmek için her zaman gidilebilir.Ama illa bir zaman gerekiyorsa Nisan, Mayıs ve Eylül en güzel zamanları bence. Ne çok sıcak ne çok soğuk 🙂

Roma İle İlgili Genel Bilgiler

İtalya’nın ve Lazio Bölgesi’nin başkenti olan Roma, ülkenin bulunduğu yarımadanın orta kesiminde yer alıyor. Nüfus açısından İtalya’nın en kalabalık şehridir. Aynı zamanda Roma, Tiber ve Aniane nehirlerinin arasında yer alıyor ve yaklaşık olarak 2500 yıl kadar önce kurulduğu tahmin ediliyor.

Efsaneye göre adını şu şekilde alıyor. Babalarının Savaş Tanrısı Mars mı yoksa Herkül mü olduğu bilinmeyen, Romulus ve Remus kardeşler, bir sepete konularak Tiber Nehri’nin sularına bırakılıyor. Onları bir kurt bulup büyütüyor. Kardeşler büyüdüğü zaman bir kent kurmak istiyorlar ancak yeri konusunda anlaşamayıp birbirlerine giriyorlar. Romulus kentini Palatino Tepesine, Remus ise Aventine Tepesine kurmak istiyor, kavgayı Romulus kazanıyor ve kardeşi Remus’u öldürüyor. Böylece kentin adı da Roma oluyor.

Kapladığı alan bakımından Avrupa’nın en büyük başkentleri arasında gösterilen şehrin sınırları içerisinde Hristiyan Katolikler’in dini lideri Papa’nın yaşadığı, şehir-devlet statüsündeki Vatikan da bulunuyor.Yaklaşık 3 milyon nüfusa sahip şehrin %10’u yabancı kökenlilerden oluşuyor.

Roma’ya Ulaşım ve Roma’da Ulaşım

Roma’ya ben giderken THY ile gitmiştim çünkü Pegasus ile neredeyse aynı fiyattı o zamanlar. Ben her zaman en uygun bileti tercih ederim aslında ama Roma’ya giderken kendimize bir kıyak geçelim diyerek THY ile gittik 🙂 Ve bir daha hiç bir zaman yurtdışına THY ile gidemedim. Sadece el bagajı ile yapıyorum tüm seyahatlerimi 🙂

Romada biz Fiumicino havalimanına indik. Siz de oraya indiniz diyelim. Peki şehir merkezine nasıl gideceksiniz. Tabi ki seçenekler var hemen başlayalım;

1.Tren ile Ulaşım : En güzel ve hızlısı bence tren ile ulaşım. Bilmeniz gereken en önemli nokta, trenle şehir merkezine gitmek için iki seçenek olmasıdır. Bunlardan birinci seçenek, Leonardo Express ile Termini istasyonuna gitmek, diğeri ise FR1 olarak bilinen normal trenler. FR1 ile Trastevere ve Tiburtina istasyonuna yolculuk yapabilirsiniz.

İlk seçenek olan Leonardo Express’le gitmek isterseniz, online bilet alabilir veya gişelere danışabilirsiniz. Leonardo Expres’in tren fiyatlı Kasım 2021 tarihinde 14 Euro.  Eğer grup olarak seyahat ediyorsanız mini grup indirimi olarak  56 euro yerine 40 euro’ya alabilirsiniz. Leonardo Express ile 32 dakika’da Roma Termini’ye ulaşabilirsiniz. Sabah 06:20’den gece 11:20’ye kadar her 15 dakikada / geç saatlerde 30 dakikada bir servisi vardır. 4 yaş ve altı çocuklar için ücretsiz, 4-12 yaş arasındaki çocuklar ise yetişkin başına bir çocuk olmak üzere Leonardo Express’e ücretsiz binebilir.

Diğer Roma Havaalanı ulaşım seçeneği FR1 ise 30 Kasım 2021 tarihinde 8 Euro ve 4 yaş ve altı çocuklar için ücretsiz, 4-12 yaş arasındaki çocuklar ise yetişkin başına bir çocuk olmak üzere FR1 trenine ücretsiz binebilir.

2.Otobüs ile Ulaşım: Zemin kattan hareket eden belediye otobüsü ile ulaşım yaklaşık olarak 5 euro. Terravision otobüsleri ile ulaşım tek yön 6 euro ve eğer dönüş tarihiniz belli ise gidiş dönüş 11 euroya alabilirsiniz. SIT Bus otobüsleri sadece merkeze değil Vatikan’a da gidiyor. Tek yön 7 euro gidiş geliş alırsanız 13 euro.

3.Taksi ile Ulaşım: En pahalı seçenek tabi ki taksi yani bu kurlarda ne kadar kullanılır bilemiyorum ama elbet kullanabilen insanlar hala vardır 🙂 Minimum fiyat 48 euro ile başlıyor. Ve taksici her yerde taksici olduğu için mutlaka gideceğiniz yeri söyleyip fiyat pazarlığı yapmalısınız. Yoksa gideceğiniz yere vardığınızda uçak bilet fiyatı kadar taksi ücretiyle karşılaşabilirsiniz. Taksilerin toplamda 4 yolcu kabul ettiğine de mutlaka dikkat edin.

4.Otel Servisi ile Ulaşım: Eğer bir arkadaş grubu ile gidiyorsanız ve valizin de çoksa kullanılabilir bir seçenek olabilir. Bu konuda genellikle oteller rezervasyon yaptıktan sonra size transfer isteyip istemediğinizi soruyor ama eğer sormazlarsa siz otele sorabilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken şey fiyatı önceden konuşmak olacaktır. Yoksa istemediğiniz ücretler karşınıza çıkabilir.

5.Uber ile Ulaşım: Uberin açılışı fiyatı 20 euro. Taksiden daha uygun olacaktır ama tabi ki bunda da fiyatı önceden almanız mantıklı olacaktır.

Roma’da Şehir İçi Ulaşım

Ben gittiğim şehirleri yürüyerek görmeyi seviyorum. Roma’da şehir merkezinde kalmamamıza rağmen iki kere toplu taşıma kullandık. Biri Vatikan’a giderken biri de Kolezyum’a giderken. Oralardan dönerken de hep yürüdük. Zaten en güzel keşif yolu da bu değil mi? Ama toplu taşıma kullanacaksanız bence en iyisi Roma Pass Card almak. Bu pass Card ile Kolezyum’a ücretsiz girebiliyorsunuz ama yine de 10 gün öncesinden rezervasyon yapılmasını öneriyorlar ve online rezervasyonlarda 2 euro artı ücret alacakları yazıyor. Romapass ile Vatikan’a ücretsiz giriş mümkün değil. Eğer Roma Pass Card alacaksanız 48 saat geçerli olan 32 euro ve 1 müzeye giriş ücretsiz. 72 saat geçerli olan pass card 52 euro ve 2 müzeye giriş ücretsiz. Bunlarla ilgili ayrıntılı bilgilere linkten ulaşabilirsiniz.

Toplu taşıma kullanacağınız zaman tüm toplu taşıma (otobüs, metro, tramvay vb.) araçlarında geçerli tek yön bilet 1.5 euro ve ilk biniş öncesi onaylatmanız gerekiyor. Onaylattıktan sonra 100 dakika boyunca geçerli oluyor ve aktarma yapabiliyorsunuz. 24 saat geçerli toplu taşıma bileti 7 euro, 48 saat geçerli bilet 12.5 euro ve 72 saat geçerli bilet 18 euro. Bu biletleri de mutlaka onaylatmanız gerekiyor ve onaylattığınız andan itibaren süreniz başlıyor. Biletleri metro istasyonlarından, otomatik bilet makinelerinden, ATAC istasyonlarından ve yetkili satış noktalarından alabilirsiniz. Burada dikkat edilecek olan önemli nokta bu biletler havaalanı ulaşımında geçmiyor.

Peki yürüyerek şehri keşfederken yönümüzü nasıl kaybetmiyoruz diye düşünüyorsanız cevabı basit. Cep telefonumuza gitmeden maps.me uygulamasını indirip şehrin haritasını indiriyoruz. Çevirimdışı iken bile bineceğiniz toplu taşımaya kadar gösteriyor. Dünyanın en güzel uygulaması olabilir bence 🙂

Roma’da Nerede Konaklanır?

Konaklama konusu bence herkes için değişebiliyor. Ben merkezi yerlerde kalmak yerine daha çok yerel halkın kaldığı yerlerde kalmayı tercih ediyorum. Bence hem daha güvenli oluyor hem de gittiğim yere daha kolay alışabiliyorum. Roma’da Trastevere bölgesinde kaldık. Eğer siz biraz daha merkezi bir yerde kalmak istiyorsanız İspanyol Merdivenlerine yakın bir konumda kalabilirsiniz. Hem merkezi hem güvenli olacaktır. Benim fikrim Roma Termini yani merkez tren istasyonuna çok yakın yerde kalmamanız. Çünkü çok güvenilir görünmedi gözüme. Önceden uyarımı yapayım ben:) Rezervasyonu Airbnb üzerinden yapmıştık.

Airbnb’de sizin için bir liste oluşturdum. Yine gitsem yine kalırım dediğim yerlere linkten ulaşabilirsiniz.

Bookingten oluşturduğum listeye de linkten ulaşabilirsiniz.

Roma’da Mutlaka Gezip Görülmesi Gereken Yerler

Roma’da gezip görülecek yerler için ayrı bir liste yapacağımı hiç düşünmemiştim. Çünkü sokakta yürümek bile yetiyor 🙂 Ama tarihi yerleri biraz yazacağım. Tabi ki en ünlü yer ile başlayalım 🙂

VATİKAN

Vatikana varınca girişte kocaman bir meydanla karşılaşıyorsunuz. Bu ünlü San Pietro meydanında Bernini tarafından tasarlanan 284 sütun bulunuyor. Meydanda bulunan Hristiyan dünyasının en büyük bazilikası San Pietro Bazilikası’nda aynı anda 20.000 insan dua edebiliyor. Yüz ölçümü bakımından dünyanın en küçük devleti olan Vatikan, Hristiyanlığın Katolik mezhebinin yönetim merkezidir. Roma’nın semti gibi duran Vatikan, 930 civarında yerli nüfusa sahip, devlet başkanının papa olduğu, 100 kişilik İsviçreli muhafızlar tarafından korunan ve 1929’dan bu yana bağımsız olan bir ülkedir. Gün içinde 2000’e yakın turistin ziyaretiyle dünyanın en çok ziyaret edilen ülkesidir. Bazilikası, pek çok müzeden oluşan Vatikan Müzeleri Kompleksi ve Vatikan Bahçeleri. Vatikan bahçeleri adeta film seti gibi. İnsanın o bahçede yaşayası geliyor vallahi. Aziz Petrus Bazilikası ile Sistine Şapeli’nin yer aldığı Vatikan Müzeleri, Vatikan’ın en önemli yapıları. Ancak Vatikan öyle bir yer ki, baktığınız en önemsiz nokta bile bir sanat eseri. Özellikle müzeleri gezerken etkilenmemek neredeyse imkansız.

PIAZZA SAN PİETRO: Ükenin surlarla çevrili olmayan tek alanı ve her yıl binlerce Katolik’in ibadet için geldikleri dünyanın en büyük meydanlarından biridir. Bernini tarafından Papa VIII. Alexander için 1656-1667 yılları arasında yaptırılan meydandır. Papa her yılbaşında toplanan Katolik ve diğer mezhepten dinleyicilerine seslenerek mesajlarını bu meydan okuyor.

BASILICA DI SAN PIETRO: Roma’nın en büyük 4 bazilikasından biri ve aynı zamanda Katolik inancının merkezidir. Vatikan’ın en göze çarpan yapısı olan bazilika 23.000 m² alan üzerine kurulu ve 222 metrelik devasa boyutlara sahip, 60.000 kişilik kapasitesiyle de Hristiyanlığın en büyük kilisesidir.

VATİKAN MÜZELERİ: Müzelere giriş için uzun süre sıra beklemek istemiyorsanız biletinizi gitmeden önce internetten linkten alabilirsiniz. Roma Katolik Kilisesi tarafından Rönesans zamanında inşa edilen Vatikan Müzeleri dünyanın en önemli sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapan müzelerden oluşuyor. İçinde Sistine Şapeli de dahil olmak üzere toplam 54 galeri bulunuyor. Yüzyıllar boyunca farklı papalar tarafından toplanan değerli resim ve heykeller buralarda sergileniyor. Vatikan Müzeleri içinde yer alan en önemli bölümler Sistine Şapeli ve Raffaello Odaları, Yunan-Roma eserleri, Etrüsk Müzesi, Modern Dinsel Sanat ve Resim Galerisi koleksiyonları.

SİSTİNE ŞAPELİ: Vatikan Müzeleri alanında, Michelangelo’nun muhteşem freskleri ile süslü oldukça görkemli bir yapıdır. Papa IV. Sixtus için, 1477 ile 1483 yılları arasında yaptırılan, papanın resmi ikametgâhı ve papalık seçimlerinin de yapıldığı mekandır. Şapelin duvarlarında İncil’de anlatılan sahnelerin betimlemeleri, papaların portreleri ve Botticelli, Pinturicchio, Perugino, Ghirlandaio ve Signorelli gibi 15. yüzyılın ünlü İtalyan Rönesans ressamlarının eserleri yer almaktadır. Bunların en önemlisi ise Michelangelo’nun ünlü “Adem’in Yaratılışı” ve “Kıyamet Günü” fresklerinin de bulunduğu sahnelerdir.

VATİKAN BAHÇELERİ

Vatikan Şehrinin güneyi ve kuzeybatısında bulunuyor. Vatikanın yarısından fazlasını kaplayan bahçe içerisinde, park ve Vatikan Radyosu gibi binalar yer alıyor. Papaların dinlenme yeri olan bahçenin bakımı yaklaşık 27 bahçıvan tarafından yapılıyor. Rönesans ile Barok dönemlerinde kurulan, bir çok çeşme ve heykelle dolu olan büyük bitki çeşitliliğine sahip bir bahçedir. Bahçe gerçekten inanılmaz güzel. Bu fotoğrafı da müzeleri gezerken çekmiştim.

KOLEZYUM

Kolezyum 50 bin kişi kapasitesi ile dünyanın en büyük Amfitiyatrosu ve aynı zamanda Dünyanın 7 Harikasından biridir. İnşası 72 yılında başlamış, 8 yıl gibi kısa sürede bitmiş ve 80 yılında açılmıştır.. Açılış törenleri 100 gün süren Kolezyum’un açılışında 5 binden fazla hayvan ve bir o kadar da insan öldürülmüştür. Kolezyum’da vahşi hayvanlar gladyatörlerle ya da hayvanlar birbirleriyle dövüştürülür ve bu gösteriler zevkle izlenirmiş. Kolezyum günümüzde kişi başı 18 euro‘ya ziyaret edilebiliyor. Çok uzun kuyruklar beklememek adına bileti internetten almak faydalı fakat Roma Pass bileti olanlar için giriş üzcretsiz. 18 yaş altı, 18-25 yaş araları için değişen fiyatlar yer almaktadır. Siteden ayrıntılı bilet fiyatlarına ulaşabilirsiniz. Bu biletle Roma Forumu ve Palatine Tepesine ücretsiz girebilirsiniz. Biletin ayrıntılı bilgilerine linkten ulaşabilirsiniz.

ROMA FORUMU

Roma Forumu Kolezyum’un hemen karşısında yer alıyor. Eskiden Antik Roma’nın şehir merkezi olarak geçiyormuş. Ticaretin, siyasi ve dini işlerin yönetildiği yermiş aynı zamanda. Roma forumu çevresinde bir yürüyüş yaparak antik Roma İmparatorluğu’nun kuruluşuna göz atabilirsiniz. Çoğu kalıntı yakınlarındaki kaldırımlarda yürürken görülebiliyor. Ancak Kolezyum için bilet aldıysanız ya da ilginizi çekiyorsa elbette içine girip gezmeye değecek bir alan.

PALATİNE TEPESİ

7 tepeli Roma’nın tepelerinden birisi ve şehrin en eski yerlerinden birisi Palatine Tepesidir. Eski kalıntıları, Kolezyum’u ve Circus Maximus’u panaromik bir manzaradan izleyebilirsiniz bu tepeden. Burası Roma Forumuna geçmeden önce ve 40 metre yüksekte kalıyor. Kolezyum, Roma Forumu ve Palatine Hill tepesi tek bilete dahil olarak satılıyor.

PANTEON

Panteon, ilk olarak Antik Roma’nın tüm tanrıları için tapınak olarak inşa edilmiş bir yapıdır. Tüm Roma yapıları içinde en iyi korunmuş olanı ve muhtemelen de dünyada döneminin en iyi korunmuş binasıdır. İlk başta içerisinde pagan tanrı heykelleri varken, kilise tarafından bu heykeller zamanla yok edilmiş ve Pantheon bir Katolik kilisesi haline getirilmiştir. 7. yüzyıldan bugüne kadar kilise olarak kullanılmaktadır. Pantheon’da Victor Emmanuel II ve Umberto I ile sanatçı Rafael’in mezarları da yer alıyor.

FONTANA DI TREVI

Herkesin aşk çeşmesi olarak tercüme ettiği çeşmenin adı öncelikle kesinlikle aşk çeşmesi değil 🙂 Üç yolun kesişiminde yer aldığı için Trevi adı konulduğu varsayılan İtalyanca üç yol anlamındaki treviden geliyor. Üç yeraltı su yolunun bu noktada toplanmasının isminin nedeni olduğu iddiası da var. 1732 yılında Papa XII. Clement tarafından Heykeltıraş Nicola Salvi’ye yaptırılmış dünyanın en ünlü çeşmesidir. Çeşmenin üzerinde bulunan temel figür olan Poseidon’un solunda Ceres (Demeter) ve sağında Salus (Hygieia) ile çeşmeye adı verilen iyi kalpli bakire kız bulunuyor. Trevi’nin bir diğer özelliği ise ziyaretçilerin dilek dileyip bozuk para atmasıdır. İçeri atılan paranın  yıllık 1-2 milyon euro civarında olduğu biliniyor. Tabi türklerin attığı türk liralarını saymıyolardır 🙂 İnanışa göre kim dilek diler ve sağ eli ile sol omzunun üzerinden çeşmeye bozuk para atarsa o kişinin dileği gerçekleşir ve Roma’ya tekrar gelirmiş. Ben hala tekrar gidemedim. Gideceğim günü heyecanla bekliyorum.

İSPANYOL MERDİVENLERİ

Piazza di Spagna yani İspanyol Meydanında yer alan merdivenler adını aynı yerde bulunan İspanya Büyükelçiliğinden alıyor. Biz gittiğimizde merdivenlere oturuluyordu. Fakat artık merdivenlerin yıprandığı söylenerek oturmak yasaklanmış. Biz oturup makarnamızı ve tiramisumuzu yemiştik. Şimdi sadece ayakta fotoğraf çekilmeye izin veriliyormuş. Merdivenler 1725 yılında yapılmış kelebek mimariye sahip ve 138 merdivenden oluşuyor. Merdivenlerin alt kısmında ise kayık şeklindeki Fontana della Barcaccia çeşmesi yer alıyor. Bu çeşmeden akan sudan içebiliyorsunuz. Bu yüzden yanınızda şişe götürmekte fayda var. Roma’da çeşmelerden akan sular içilebiliyor bu arada. Bir kere su alıp sürekli doldurabilirsiniz. Malum euro/tl kurundan dolayı. Fontana della Barcaccia, Eski Gemi Çeşmesi anlamına geliyor ve İspanyol merdivenlerinin hemen altında bulunuyor. Barok tarzında, 1627’de Pietro Bernini ve oğlu Gian Lorenzo Bernini tarafından tamamlanmış bir çeşme.

VITTORIO EMANUELE II ABİDESİ

Benim en çok beğendim yerlerden biri olan yeri Romalılar pek beğenmiyormuş. Saf mermerden yapıldığı için Romanın dişi diye isim bile takmışlar. Venezia Meydanı ve Capitoline Tepesi arasında yer alan ve “Ulusun Mihrabı” anlamına gelen Vittorio Emanuele II Anıtı, 1895-1911 arasında Giuseppe Sacconi tarafından İtalya Krallığının ilk kralı II. Vittorio Emanuele’yi onurlandırmak için yapılmış.Saf beyaz mermerden yapılan ve devasa boyutlardaki görkemli merdivenlere ve heykellere sahip olan anıtın uzun, yukarıya doğru genişleyen sepet şeklindeki korint tarzı sütunları, at üstündeki Vittorio Emanuele heykeli, sağ ve sol üst köşelerde ise tanrıça Victoria’nın üstünde olduğu dört at heykeli bulunuyor. Abide aynı zamanda I. Dünya Savaşı sonrasında inşa edilen Meçhul Asker Mezarlığı’nı da içermektedir. Yapının girişi de Birleşmiş İtalya müzesine ev sahipliği yapmaktadır.

CASTEL SANT ANGELO

Roma’nın önemli tarihi yapılarından biri olan Castel Sant Angelo anlamı Kutsal Melek olan kale efsaneye göre baş melek Mikail kılıcını kınına sokarken mozolenin üzerinde görünerek o yıllardaki büyük veba salgınını sona erdirmiş. Adının verildiği kalede Mikail’in iki heykeli bulunuyor. Kale aynı zamanda Melekler ve Şeytanlar filminin de geçtiği mekan. Vatikan Sarayı’na dek uzanan gizli geçişlerin bulunduğu ve papanın tehlike anında kaçış güzergahı olarak inşa edildiği söylenen kale Ortaçağda bir dönem hapishane olarak da kullanılmış. 58 odadan oluşan ve Tiber Nehri kıyısına kurulan bu kale zamanında Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan’ın da sürgünde geçirdiği yılların bir kısmına ev sahipliği yapmış. Sürgün için güzel bir yer 🙂

ARCO DI COSTANTINO

Konstantin takı, Roma’da, I. Konstantin’in Milvian Köprüsü’ndeki Maxentius’a karşı 312 yılında kazandığı zafer adına dikilen üç kapısı bulunan bir zafer kemeridir. Kolezyum ve Palatino Tepesi arasında yer alan yapı Roma içerisinde ayakta kalan tek tak.

CESTİUS PİRAMİTİ

Çoğu yerde Romada yer alan bu piramitten bahsedilmiyor. Ben mesela metrodan indiğimden şans eseri görmüştüm ve çok şaşırmıştım. San Paolo ve Protestan Mezarlığı yakınında bir Roma Dönemi piramididir. Epulones dini şirketinin bir üyesi olan Gaius Cestius için bir mezar olarak inşa edilmiştir. İki antik yol, Via Ostiensis ve modern Via Marmorata boyunca ve Tiber’e uzanan yol arasındaki bir çatalda duruyor. Şehrin surlarına dahil edilmesi nedeniyle, bugün Roma’nın en iyi korunmuş antik yapılarından biridir. Cestius Piramidi Roma’nın en şaşırtıcı yapılarında biri. Her bir kenarın tabanı 95 ft uzunluğundadır ve 121 ft yükselir. Mermer ile karşı karşıya olan beton ve tuğladan yapılmıştır. İki duvardaki çağdaş Latince yazıtlar kimin mezarı olduğunu ve kimin inşa ettiğini açıklar.

CIRCUS MAXIMUS

Günümüzde sadece yeşil alan gibi görünse de zamanında antik bir hipodrom ve kitlesel eğlenceler için toplanma yeri olarak kullanılmıştır. Aventine ve Palatine tepeleri arasında kalan vadiye inşa edilmiştir. Kesin olarak ilk oyunlar Roma’nın ilk Etrüsk kökenli kralı olan Tarquinius Priscus tarafından bu alanda sahnelenmiştir. Bir süre sonra Circus, 2. yüzyılda Yunan etkisiyle düzenlenen halk oyunlarının ve festivallerin yapıldığı bir yer haline geldi. Roma yurttaşlarının eğlenceye olan aşırı talebini karşılayabilmek için, Circus MÖ 50 yılında imparator Jül Sezar tarafından ölçüldüğü kadarıyla yaklaşık olarak 600 m uzunluğunda, 80 m genişliğinde ve yine yaklaşık olarak 250.000 izleyiciyi alabilecek şekilde genişletildi. 81 yılında imparator Titus’un onuruna yakın doğu ucuna üç gözlü bir zafer takı yaptırdı.

ST. PAUL BAZİLİKASI

Roma’nın ikinci büyük kilisesi olan St. Paul Bazilikası, San Paolo Meydanında yer almaktadır. Constantinus tarafından 4. yüzyılda Aziz Paulus’un gömüldüğü yere yaptırılmıştır. 846’ya kadar 400 yıl boyunca Avrupa’nın en büyük kilisesi olan yapı Roma şehir merkezinin biraz dışında yer almaktadır.

PIAZZA VENEZIA

Venedik Meydanı anlamına gelen meydanın kuzeyinde Termini İstasyonu, Vatikan ve Pantheon, güneyinde ise Kolezyum bulunuyor. Vittorio Emanuele II Anıtının nulunduğu meydan Roma’nın en güzel meydanlarından biri. Hem Antik Roma’ya hem de Vatikan’a yakın olan meydanın hemen karşısında ise şehrin ünlü alışveriş caddelerinden biri olan Via del Corso yer alıyor.

PIAZZA NAVONA

Kendinizi adeta bir panayırda hissedeceğiniz, Roma’nın en güzel ve en canlı meydanlarından biri Navona Meydanıdır. Buram buram tarih kokan bu meydanda barok tarzının bir başyapıtı yer almaktadır. İtalyan sanatçı ve mimar Gian Lorenzo Bernini’nin dünyanın dört büyük ırmağı Nil, Rio de la Plata, Ganj ve Tuna’dan ilham alarak Fontana dei Quattro Fiumi çeşmesini tasarlamıştır.

CAMPO DEI FIORI

Navona Meydanının birkaç sokak güneyinde yer alan, 24 saat canlı bir meydan burası. Roma’nın en güzel meydanı olarak geçen bu meydanda Roma’nın en büyük sokak pazarı kuruluyor. Pazar günleri hariç her gün 08.00-14.00 saatleri arasında kurulan Campo de Fiori’de, meyve, sebze, balık, peynir, makarna, baharat gibi çok çeşitli gıda ürünlerinin tezgahları bulunuyor. Meydanda yer alan filozof Giordano Bruno Heykeli’nin hikayesi , evrenin merkezinde güneşin yer aldığını iddia ettiği zaman engizisyonun kararıyla Campo de Fiori’de diri diri yakılmış olmasıdır.

PIAZZA DEL POPOLO

İtalyanca’da “Halk Meydanı” anlamına gelir, fakat tarihsel olarak Latince’de kavak anlamına gelen populus kelimesinden türetilmiştir. Daha sonra, adını caddenin kuzeydoğu köşesindeki Santa Maria del Popolo kilisesinden almıştır. Piazza del Popolo Meydanı’nın ortasında yer alan ve bir Rönesans yapısı olan Santa Maria del Popolo, bölgede gezindiğine inanılan Neron’un hayaletinden kurtulmak amacıyla yapılmıştır. Mimar Giuseppe Valadier’in tasarladığı meydanın ortasında MÖ. 13. yüzyıl dönemine ait olan ve Roma’nın en büyük obeliski bulunuyor. Meydanı aynı zamanda Neptün Çeşmesi ve Obelisk Çeşmesi süslüyor.

VİLLA BORGHESE

Popolo meydanına yakın Villa Borghese içinde çok sayıda bina, müze olarak Borghese Gallerisi ilgi çekici yerler içeren bir peyzaj bahçesi bulunuyor. Alan o kadar büyük ki bisiklet kiralayıp gezmeniz mümkün. Şehir içinde bir park görmek ya da şaşalı bir sanat galerisi gezmek isterseniz burayı da mutlaka görmelisiniz. Benim vaktim yetmediği için gidip göremedim. Bu galeriyi ücretsiz olarak gezmek isterseniz her ayın ikinci Çarşambası ya da her ayın ilk Pazar günü rezervasyon yaparak gezmek mümkün. 25 Aralık – 1 Ocak tarihleri arasında ise kapalı.

TRASTEVERE

Yerel halkın kaldığı ve tiber Nehri’nin diğer tarafında kalan, özellikle görmeniz gereken semtin adı Trastevere. Bohem havası olan Travtevere’ye de artık turistler yavaş yavaş ziyaret etmeye başlamış. Trastevere sokaklarında yürümek çok keyifli. Castel Sant’Angelo kalesinin yanında yer alan köprüden yürüyerek kolayca ulaşabilirsiniz ve tabi ki turistik yerlerden çok daha uygun fiyatlara yemek yiyip kafelerde oturabilirsiniz.

NE YENİR? NE İÇİLİR?

Yemek görsellerini canınız çekmesin diye koymayacağım 🙂

Roma’da ne yenir ne içilir diye sorulduğunda herhalde herkesin cevabı bellidir. Makarna, pizza, dondurma ve tiramisu J Makarnadan ziyade bence pizzalar daha güzeldi. Makarnalar Napoli’de daha güzeldi J Ama dondurma neredeyse her yerde güzeldi. Tiramisu tabi ki İspanyol merdivenlerine yakın Pompi’de yenilmeli. Makarna için ise Trastevere de yer alan Tonnarello adlı restaurantı önerebilirim. Cacio e Pepe yemiştik. Yanında da yerel bir şarap güzel oluyor. Restaurantın konumu için linke tıklayabilrsiniz.

Pizzayı herhangi bir pizzacıdan alabilirsiniz. İspanyol merdivenlerinin yakınındaki metrodan çıkışta yer alan pizzanın tadı hala damağımda 🙂

Dondurmayı da tabi ki Giolitti’de yemelisiniz. Konum için linke tıklayabilirsiniz.

Gece çıkılacak yer için yine Trasteveredeki küçük barlar güzel oluyor. Ama değişik bir yere gitmek isterseniz Kolezyum yakınlarında olan Voodoo Bar var. Girişte ilk gelişiniz mi diye soruyorlar. Evet derseniz alnınızın ortasına Hintlilerde olduğu gibi kırmızı bir nokta koyuyorlar 🙂 Bence evet demeyin. Yine barın konumu için linke tıklayabilirsiniz.

Sizin de eklemek istedikleriniz olursa lütfen yorumda yazın 🙂

Beni instagramdan takip ederseniz çok mutlu olurum. Ana sayfada en üstteki instagram butonundan ya da burdan tıklayarak sesitblog tıklayarak ulaşabilirsiniz.

12 Yorum

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir